Bu tatlı bölümün ilk tatlısını izninizle kendi tatlıma ayırdım. Benim canım paticanım Nasip Fiyonk, 15 Eylül 2020 tarihinde geldi. Nereden mi? Gökyüzünden. Hayatımın en kötü devresinde bir teselli, bir lütuf gibi geldi. O gece dışardan miyavlamalar duyduğumda karanlıkta o sesleri çıkaranı görmemiştim bile! O anda dedim ki, işte benim nasibim bu! Ne olursa olsun, neye benzerse benzesin, tipi ne olursa olsun bu bana gönderildi, benim nasibim! Bahçede ufak bir karaltı halinde tavşan gibi zıplayarak koşarken bizi de peşinden koşturuyordu. Tam bu sırada üstüne iri bir kedi atladı, karanlıktaki heyecan daha da arttı. Kim kime saldırıyor, kim kaçıyor, fark etmiyordum… Sonunda üst kattaki hayvansever komşumuz seslere indi ve ufaklığı yakalamayı başardı. Derhal bana verdi. Halen elimde kalbi küt küt atan canlının nasıl bir şey olduğunu bimiyordum. Sabaha kadar kapalı balkonda kaldı, neyse ki evde daima kedi maması olur… Sabah ilk buluşma anımızda ikimiz de çok şaşkındık. Balkon kapısını açtım, onu içeri aldım ve işte o zaman kafasındaki kocaman fiyonk desenini fark ettim. Üstelik dün gece onu yakalayıp bana veren sevgili komşumun ismi Armağan’dı. Bu kedi bana iyi gelsin diye gönderilen bir armağan paketiydi! Veterinere ilk ziyaretimizde yaklaşık 3 aylık olabileceğini tespit edip aşı takvimini oluşturduk. Canyoldaşım şimdi 8 aylık oldu. Varlığına şükürler olsun! Evin her köşesi ona ait, istediğini yapıyor, istediği yerde uyuyor. Onu hiç eğitemeyeceğimi biliyorum, öyle bir niyetim de yok. Güne saklambaçla başlıyoruz, kovalamaca oynuyoruz, bol bol konuşuyoruz, bazen videolar çekiyoruz ve birbirimizi çok seviyoruz. Sizden de bize koskoca bir maaşallah istiyoruz!
0 Yorum