Ülkemizi derinden sarsan, büyük acılar bırakan deprem sonrası yepyeni sorularla baş başa kaldık. Bunlardan biri de şöyle… Evleriyle beraber hayatları ve hayalleri yıkılan depremzedelere dayanışma amaçlı evini açan kişiler bu hassas süreçte nelere dikkat etmeli? HiDoctor ekibinden Uzman Klinik Psikolog Esra Çakı bu konuya açıklık getiriyor.
Kitlesel travmaların, salt travmaya maruz kalan kişi için değil; buna tanıklık eden ve genele yayılan bir travma türü olarak nitelendirildiğini söyleyen HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Esra Çakı, depremzedeleri evlerinde ağırlayanların dikkat etmesi gerekenleri sıraladı.
İLK ETAPTA ACILARDAN BAHSETMEYİN
Afetzedelerle ilk karşılaşma anından itibaren bütün süreçte kişinin yaşadığı travma akılda tutulmalı ve bu sebeple söylem ve davranışlarda empatik tutum her zaman ön planda olmalıdır.
Tanışma esnasında içten bir tavırla selamlaşmak, bu esnada sarılma ve duygusal paylaşımdan uzak durmak (en fazla tokalaşılmalıdır), ilk sohbet içeriğinde kişilerin yaşadığı travma ve kayıplar hakkında konuşmaktan kaçınmak önemlidir. Daha sonrasında zaman kaybetmeden onları kalacakları yere götürmek iyi bir başlangıç olacaktır.
Bireyler eve girdikten sonra kendilerine tahsis edilen odalar gösterilmeli ve ev genel hatları ile tanıtıldıktan sonra, yemek, duş vb. ihtiyaçları temin edilmelidir. Dinlenme ve toparlanma fırsatı sunulmalıdır.
Bireyler size, eve ve düzene alışana kadar (tahmini 3-4 gün) çekimserlik yaşayabilirler. (Bu sizin kötü bir ev sahibi olduğunuzdan değildir; misafiriniz size fazla yük olmak çekincesi içindedir)
Alışma süreci devam ederken yine aynı şekilde acıma ve sızlanmalardan kaçınılmalıdır. Onlar açmadığı halde konuyu açarak yaşadıklarını anlattırmaya çalışmak gibi tutumlar acı çeken bireyleri zorlayacak ve sıkıntılarını pekiştirecek davranışlardır. Bireylerin travmatik olaya karşı geliştirdikleri olağan tepkilerini anlayışla kabullenmek gerekir.
İlerleyen günlerde bireyler size ve düzene daha da alışmış olacak, yaşadıkları elim hadiseyi kendi zihinlerinde anlamlandıracak, kayıplarının yasını tutmak ve yavaş yavaş mevcut düzene uyum sağlamak için kendilerini bir nebze de olsa toparlamaya başlayacaklardır.
Bu aşamada kendi istekleriyle duygu paylaşımına başlamaları olasıdır. Acı veren yaşantılarını sizinle paylaşırken üzüntü, gözyaşları, isyanlar ve yas sürecine bazen içe çekilmeler de eşlik edecektir. Burada sizler bir iyi niyet göstergesi olarak onlara destek olmak ve yaralarını sarmak için girişimlerde bulunurken bazen bocalamalar yaşayabilirsiniz. Bu da çok normaldir, tedirgin olmamalısınız. Bazen yalnızca o kişiyi dinlemek ve acısına sessizliğiniz ile de olsa eşlik etmek, bireyde “anlaşılıyorum” algısına ve iyi hissetmeye yol açacaktır. Artık gerek gördüğünüz yerde acılarını paylaştığınıza dair geri dönüşlerde bulunabilir, sohbet edebilir ve duygularınızı paylaşabilirsiniz.
AŞIRI MİSAFİRPERVERLİK MAHCUBİYET GETİREBİLİR
Ev sahipliğinde önemli noktalardan bir tanesi de aşırı misafirperver bir tutum sergilemeye çalışmaktır. Bu hem size kendinizi yetersiz hissettirecek hem de misafirlerinizi mahcubiyet sonucu çekimser bir hale getirecektir. Misafirleriniz size ve ev düzenine alıştıktan sonra onları biraz daha kendi hallerine bırakmalısınız, kendi ihtiyaçlarını temin edebilecekleri durumlarda bu sorumluluğu kendiniz almaktan kaçınmalısınız. Bu davranış misafirlerin kendilerini size yük hissetmelerinin ve utanç duygusunun önüne geçecektir.
Yaşadığı acıları kelimelerin bile ifade edemeyeceği, bir kıran sonucunda ailesini, sevdiklerini, yuvasını, memleketini ve hatta hayallerini yitirmiş kimselere yarenlik etmek, acılarını paylaşmak ve onlara evinizi açmak, belki de bir insan olarak erişebileceğiniz en büyük erdemlerin başında gelmektedir. Böyle kıymetli bir şey icra ederken bu süreçte kendinizi yıpratmamak ve zorlamamak, karşınızdakine içten ve kabul edici bir şekilde davranmak yapılması gereken tek şeydir.
0 Yorum