Nüfus sayımı verilerine göre İstanbul’da kadınların yaşamak için en çok tercih ettiği yerlerden biri Bakırköy. Bir kadın hangi kriterlerle yaşayacağı yeri seçer? Hani şu meşhur “Bir kadın ne ister?” sorusu var ya, aslında bu cevap da onunla ilgili…
BENSU KAYA
Bir kentin, bir ilçenin, bir mahallenin gelişmişlik oranını, temizlik ve sağlık imkanlarını bir kenara alırsak; en çok kadınlar, engelliler ve sokak paticanlarının halinden anlayabiliriz. Akşam saatlerinde ışıksız sokaklarda ürpererek koşaradım evine dönmeye çalışan bir kadın, bize bu konuda çok şey anlatır. Kadınlar da herkes gibi, kendilerini rahatça ifade edebilecekleri bir yaşam alanı ister ve hak eder. Yalnız yaşayabilme hak ve özgürlüğüyle ilgili hiçbir şekilde kaygılanmamak ister. Uygar ve kibar insanlarla birlikte yaşamak ister. Bir tiyatro çıkışı arkadaşlarıyla kahve içtikten sonra rahatça evine dönmek ister. Çıkış saatine takılmadan konser bileti almak ister. Parklarda uzun soluklu yürüyüşler yapıp komşularıyla selamlaşmak ister.
NEDEN BAKIRKÖY?
İstanbul’la yaşıt, özgeçmişi İstanbul’la özdeş Bakırköy, Osmaniye’den Florya’ya, Bizans döneminden -hatta daha öncesinden- Cumhuriyete uzanan bir tarih şeridi gibidir. Kültür ve tarih rotasıyla meraklısına olağanüstü bir yolculuk keyfi sunar. Değerli Bakırköylü Araştırmacı -Yazar ve Rehber Turgay Tuna’nın Bakırköy kültür turlarına katılarak Bakırköy’ün derinliklerinde gezebilirsiniz.
Konunun ana başlığı kadınlarla ilgili olduğu için hemen belirtelim; Bakırköy tam anlamıyla kadın dostudur. Bir kadını Bakırköy’ün ortasına bırakırsanız asla canı sıkılmaz; hele biraz da parası varsa… Alışveriş dünyasının renkli vitrinlerinin kadınlar için terapik bir tarafı vardır. Alışverişlerde beyefendileri sıkmayalım; biz bize yeteriz, en iyi alışverişi kadın kadına veya yalnız yaparız ve evet bir ayakkabı için saaatlerce dolaşabiliriz. Eldivenden merdivene, düğmeden cekete, vidadan kozmetiğe aklınıza gelen ve gelmeyen her şeyi bulabileceğiniz Bakırköy’ü dolaşmaya günler yetmez çünkü.
Sadece alışveriş ve yeme-içme mekanlarını değil operadan tiyatroya, profesyonel müzik etkinliklerinden sinemaya kadar her şeyi 35 kilometrekare alanda yaşamak için büyük bir fırsattır, harikalar diyarıdır Bakırköy! Ve şimdi önümüzde bunları daha iyi anlayabilmek için daha büyük bir fırsatımız var: Yerel seçimler! (Hemen belirtelim, bu yazı bir kilo elmayı bile Bakırköy’den satın almaya dikkat eden, Bakırköy aşığı biri tarafından kaleme alınmıştır. Öyle ki kendisi bir taksi yolculuğunda radyoda “Kız Sen İstanbul’un Neresindensin?” şarkısı çalarken gideceği yeri geçmesine rağmen şarkının“Bakırköy” bölümünü duyana kadar taksiden inmemiştir.)
AYŞEGÜL TATİLDE DEĞİL BAKIRKÖY’DE…
Yeni bir dönemin başında kadın dostu Bakırköy’de kadın adaylar görmekten memnun olduk. Bakırköy’ün kırmızı çizgileri; Atatürkçülük başta olmak üzere Zeytinlik Mahallemizin güzelim sokak isimleri gibi Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık… O yüzden biz bütün koro konserlerimizde Atatürk ve Cumhuriyet marşlarında ayağa fırlarız, gözyaşlarımızı tutamayız. Çünkü biz Atamızın gözleriyle her buluştuğumuzda Cumhuriyet değerlerimizi yeniden hatırlarız. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu’nun tanıtım lansmanını izledik, isteklerimizin gerçekleşebilir olduğuna inanmak istedik. Her deprem sohbetinde ilk sırada anılan ilçemizin artık “depreme dayanıklı olmasını”, tüm kültür merkezlerimizin ismine ve konseptine yakışır hale gelmesini, La Diva Turca Leyla Gencer’in ismine yakışan opera temsillerini ismini taşıyan binada izleyebilmeyi, Münir Özkul-Altan Erbulak gibi değerlerimizin ismini taşıyan binanın hakkını verebilmeyi, Fildamı’nın değerini “fark edebilmeyi”, tarihi binalarımızın doğru restorasyonunu, spor alanlarımızın yenilenmesini, engellilerimizin konforunu, yaşlılarımızın huzurunu, gençlerimizin coşkuyu deniz aşırı ilçelerde değil kendi semtlerinde bulmasını, sokak hayvanlarımızın kısırlaştırma- veterinerlik- bakım- barınma- sahiplendirme gibi hizmetlerinin A kalite sunulmasını ve böylece parasını-zamanını- belki de ömrünü kedi-köpeklerin mutluluğu için harcayan yorgun hayvanseverlerin artık “of be” değil “oh be”demesini, otopark – trafik keşmekeşinden kurtulmayı, psikolojik – fiziksel sağlık merkezlerine kavuşmayı, temiz sokaklarda yürümeyi, istihdamda Bakırköylülere öncelik verilmesini, uygun fiyata sosyalleşebileceğimiz alanlara kavuşmayı, sokak festivallerinde kuşlarla birlikte şarkı söylemeyi istedik. Lansman toplantısında bunların gerçekleşebileceğini duyduk, umutlandık.
EFSANE BAŞKAN AHMET BAHADIRLI’DAN DESTEK
Bakırköy’ün 15 mahallesinde gördüğümüz pek çok faydalı kurumda bir dönemin ve şimdi gönüllerin başkanı Dt. Ahmet Bahadırlı’nın imzası olduğunu herkes bilir. Çizgisini bozmayan başkanın Dr. Ayşegül Ovalıoğlu’na desteği çok önemli ve değerli. Ahmet başkanın simbiyotik yaşama inancı ve tekamül yolculuğu, müfredat oluşturabilecek nitelikte. Ahmet Bahadırlı evet, okul gibi bir insan. Umarız ve dileriz yeni dönemde bu okuldan Bakırköy adına hep beraber faydalı dersler alma imkanımız olur.
Bir Bakırköylü ya sanatçıdır ya sanatsever; yani biraz romantiktir, eski günlerini arar, eski dostlarını denk geldikçe o meşhur şarkıyla anar. Yeni dönemde eskinin değerli izleri silinmeden yeni ve kalıcı izler bırakılsın. Yeni dönem herkese ve tüm Bakırköy’e hayırlı uğurlu olsun!
0 Yorum