Yazılım Uzmanı C. Mert Ulubay, evdeki zamanını kedileriyle, kitaplarla ve filmlerle geçiriyor. Bizim için ruhumuzu tatlandıracak bir film seçti. www.sugibidergi.com, su gibi filmler önermeye devam ediyor!Bir senedir eve kapandık; pandeminin geçmesini ve normal hayatımıza dönmeyi dört gözle bekliyoruz. Maskelerimizi atalım, yeniden sosyal hayatımıza dönelim, sevdiklerimizle içimizden geldiği gibi kucaklaşalım istiyoruz. Evde kalmanın iyi bir yönü, hobilerimizi geliştirmek için bize zaman ve imkan sunuyor olması aslında. Internetin de sayesinde, birçok kaliteli, ödüllü filme ulaşabiliyoruz artık.
Sizin için film aramaya başladığımda, ilk önce bir aşk hikayesini anlatan, insanı alıp götüren, ama geri getirdiğinde de çok hoş duyguları kalbimize bırakan bir film bakındım.
Oldum olası Avrupa sinemasına ilgi duymuşumdur. Özellikle de Fransız filmleri gençliğimden beri beni şaşırtır. Fransızca bilmeseniz de, alt yazılı seyretseniz dahi, filmlerinde kendinizi içinde bulursunuz seyrederken. Sizi bilmem ama bana şu oluyor hep… Film başladıktan kısa bir süre sonra etrafımdaki insanlar ve eşyalar kayboluyor ve ben de filmin bir parçası oluyorum. Oyuncular birkaç metre ötemdeymiş gibi hissediyorum. Bunun hele sinema salonunun o karanlık sessizliğinde otururken başınıza geldiğini düşünebiliyor musunuz?
Size tam da bu duyguyu yaşatacak ve ailecek seyredebileceğiniz bir film, “ Kız Arkadaşımın Erkek Arkadaşı", ama 2010 yılında Daryn Tufts’un yönettiği, başrollerinde Christopher Graham ve Alyssa Milano nun oynadığı filmdeğil benim önerim.
L'Ami de Mon Amie, Fransız yönetmen ve senarist Eric Rohmer 'in hem senaryosunu yazdığı hem de yönettiği romantik bir komedi filmi. Birçok sinema eleştirmeninden çok ciddi anlamda iyi eleştiriler, övgüler alan filmin başrollerinde Emmanuelle Chaulet, Sophie Renoir, Anne-Laure Meury oynuyor. Kız Arkadaşımın Erkek Arkadaşı'nda Rochmer, dört farklı karakterin birbirlerini bulma ve tanıma hikâyesini anlatıyor. İkisi genç kız, dört gencin arasındaki ilişkileri, 1987 Paris'inin içinizi açan manzaralarının eşliğinde seyrediyorsunuz.
Eric Rohmer, asıl adı Jean Marie Maurice Scherer, savaş sonrası Yeni Dalga akımı sinemasının kilit isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Rochmer, 1970’ te En İyi Özgün Senaryo Akademi Ödülü, 1983’te Gümüş Ayı ve 1986’da Altın Aslan ödülünü kazanan muazzam bir Fransız yönetmen ve senarist.
Belki daha önce, yaşınız benim gibi yetiyorsa, İstanbul Film Festivali veya başka festivallerden tanıyor olabilirsiniz Fransız film ve yönetmenlerini. Fransız Yeni Dalgası'nın son temsilcilerinden olan Rohmer, ilk kez tanıyanlar için belki zor bir yönetmen olabilir. İşte o yüzden gerek Fransız sinemasıyla gerekse Eric Rohmer ile ilk ama ilk kez karşılaşacak olanlar için komedi tadında çektiği filmini size öneriyorum. Çayınızı, kahvenizi alıp, telefonunuzu kapatıp, akşam seyrediyorsanız ışıkları söndürüp belki loş bir ışıkta, hatta mum ışığında yalnızken veya sevdiğinizle yan yana seyredebileceğiniz ve keyif alacağınız bir film.
Hepinize iyi seyirler….
0 Yorum