Hiç düşündünüz mü, neden hep sözlü şarkılar dinliyoruz, türü ne olursa olsun… Neden sadece bir gitarın, bir kemanın, bir piyanonun ya da pan flütün başrolde olduğu müzikleri unuttuk?.. Size bu yazımda bir aşk hikayesinden bahsedeceğim önce. Çünkü bu aşk hikayesi, Kerem ile Aslı gibi, Ferhat ile Şirin gibi gerçek aşk hikayesi….
C. Mert ULUBAY
Orta Anadolu, antik çağda bir halka ev sahipliği yapmış. Birçok ilimizde yaşayan Frigler’in Anadolu’ya geliş öyküleri ayrı bir yazı konusu. Frigler’in tanrılarından birinin günümüzde kullanmakta olduğumuz bir müzik aletinin doğuşuna katkıda bulunduğunu söylesem herhalde inanmazsınız. Evet, Frigler’in doğa tanrısı Pan’ın icat ettiği ve aynı zamanda isim babalığını yaptığı mitolojik bir çalgıdan bahsediyorum: Pan Flüt.
Frigler’in doğa tanrısı Pan’ın görevi doğayı korumaktır. Bir gün ülkesinde dolaşırken güzeller güzeli bir orman perisi olan Syrinks ile karşılaşır. Pan ona aşık olmuştur bir kere. Peşinden koşar, diller döker, yalvarır ama nafile. Syrinks ona dönüp bakmaz bile çünkü orman perisi kendini Tanrıça Artemis’e adamıştır. Artemis ve rahibeleri -ki aralarında Syrinks de vardır- sonsuza kadar bakire kalmaya ant içmişlerdir.
Tanrı Pan’dan kurtulamayacağını anlayan Syrinks, çareyi kaçmakta bulur. (Yukarda görseli olan Gilles-Lambert Godecharle’dan “Pan Syrinks’i Kovalıyor” isimli 1804 tarihli heykel, şu anda Hollanda’da.)Pan, onu kovalar ve bir pınarın kenarında tam yakalayıp sarılmak isterken, Syrinks’i saza çevirirler. Pan’ın kolları bir demet saza sarılır böylece. Derin bir üzüntü içinde derin bir of çeken Pan, ortalığın hüzünlü ama tatlı bir melodinin kapladığını duyar. Bu melodinin sazlardan çıktığını anlayan Pan, değişik boylarda yedi saz kesip balmumuyla yan yana yapıştırır ve bu müzik aletine, aşkının adını verir: Syrinks. Günümüzde pan flüt olarak bildiğimiz Syrinks, tatlı ve aynı zamanda hüzünlü melodileriyle bizi bu dünyadan kopup götüren mitolojik bir çalgıdır.
Pan flütü bizim nesile sevdiren, Romanyalı sanatçı Gheorghe Zamfir’dir. Romanya’da 6 Nisan 1941’de doğan Zamfir, pan flüt ustası olarak tarihe adını yazdırmıştır. Zamfir’in belki de en ünlü parçası “The Lonely Shephard (Einsamer Hirte)”, Türkçesiyle “Yalnız Çoban”, aslında James Last’ın enstrümantal bestesidir. Bu esere ilk kez Zamfir nefesiyle hayat verir ve bu eser bugüne dek birçok filmde de kullanılır. Yakın zamanda ise Fuat Güner’in gitarıyla eşlik ettiği Yalnız Çoban parçasını, lütfen TRT 2’nin sitesinin müzik arşivinden bulun ve dinleyin. Eser ilk notasından itibaren size tanıdık gelecek ve yüzünüzde bir gülümseme oluşacak. Bugüne kadar birçok sanatçı tarafından çalışan Yalnız Çoban, 100 kere- 1000 kere de dinleseniz sizi dinlendirir, neşe verir, belki biraz hüzünlendirir aynı zamanda. 1984 yılında The Karate Kid filminde kullanılan müziğe, Kill Bill filminde de rastlıyoruz. Bazı Türk filmlerinde de rastladığımız bu parça, her dinleyişimizde başka bir anıyı canlandırıyor.
Pan Flüt Ustası Zamfir’in, 50 yıllık kariyerinde 120 ödül aldığını, albümlerinin 40 milyondan fazla sattığını biliyor musunuz? Sanatçı, normalde 20 borulu olan pan flütün genişletilmiş versiyonu olan 22, 25, 28 veya hatta 30 borulu versiyonunu çalmasının ötesinde, her bir borudan temel tona ek olarak sekiz armonik ton elde etmesi ile bilinir.
Elvira Madigan, Nadjenka, Brahms Lullaby, The Sky Lark ve film müziklerinden Endless Love, You’ll Be In My Heart ve tabii Unchained Melody, Zamfir’in pan flütünden dinleyeceğiniz ilk parçalar arasında…
Her bir şarkıya nefesiyle hayat veren, Pan ve Syrinks’in aşkını melodileriyle tekrar tekrar yaşatan Zamfir Usta’yı, lütfen kulaklığınızla, sessiz bir yerde, gözleriniz kapalı dinleyin. Ruhunuzu yıkayan eşşiz melodileriyle Zamfir, size bu karantina günlerinde iyi gelecek…
0 Yorum