Türkiye’nin sayılı keçe ustalarından olan Serpil Al, 1995 yılından bugüne Sarıyer Halk Eğitim Merkezi El Sanatları Bölümü'nde eğitmen olarak görev yapıyor. Öncesinde Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra el sanatlarına olan ilgisi nedeniyle ahşap, kumaş boyama, dikiş, nakış, resim, kaligrafi eğitimleri almış. Caferağa Medresesi Türk Kültürüne Hizmet Vakfı’nda keçeyle tanıştığında ise bu sanata gönülden bağlanmış. Serpil Al ile www.sugibidergi.com için konuştuk.
Özlem GÜLDAĞ
Keçeyle yollarınız nasıl kesişti?
El sanatlarının birçok bölümüne zaten ilgi duyuyordum. Uzun zaman farklı dallarda eğitmenlik yapmıştım. Geleneksel sanatların takipçisiydim. 2014 yılında keçeyle tanıştığımda öğrenebileceğim yerleri araştırarak eğitim aldım ve öğrencilerimle de tanıştırdım. Bu süreçte özel eğitim okullarındaki çocukları keçeyle buluşturdum. Darüşşafaka Okulu’nda çocuklara kulüp öğretmenliği yaptım. Halen Sarıyer Belediyesi iş birliğiyle Sarıyer Halk Eğitimi Merkezi'nde, ayrıca Karadeniz Vakfı’nda düzenlenen kurslarda eğitmenliğe devam ediyorum.
Keçeden neler üretilebilir? Maliyeti ve satışı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Keçe, bilinen en eski tekstil ürünü olarak kabul edilmektedir. Bir kısım hayvanların yünlerinin (koyun, tiftik keçisi) sabun, su ve ısı yardımıyla oluşturulan alkali bir ortamda, liflerin birbiri arasına girmesi ile meydana gelir.
Keçeden aklınıza gelebilecek herşeyi yapabilirsiniz. Resim yapabilirsiniz, heykel yapabilirsiniz. Oyuncak, tekstil ürünleri, giyim aksesuarları yapabilirsiniz. Genellikle ithal yün kullanıldığı için son zamanlardaki fiyat artışlarından maalesef yün fiyatları da etkilendi.
Keçenin dayanıklı bir malzeme olduğunu biliyoruz. Günlük yaşamda kullanımını arttırmak için neler yapılabilir?
Keçe, Orta Asya’dan göçlerle Anadolu’ya gelmiş en eski ve kaybolmaya yüz tutmuş sanatlarımızdan biri. Kalın bir malzeme olduğu için öncelikle çadır ve kepenek yapımında kullanılmış. Sonra kıyafetlerde ve aksesuarlarda görülmeye başlanmış.
Tamamen doğal. İnsan sağlığına uyumlu. Dünyada organik ve doğal ürünlere bu kadar rağbet varken kendi kültürümüzden bugünlere ulaşmış, yurt dışında kullanım alanı artmışken neden bizde de tüketim tercihi olmasın ya da sanat üretimi içinde yer almasın?
Ülkemizdeki geleneksel keçe yöntemleri günümüze gelene kadar nasıl bir değişime uğradı?
Geleneksel yöntemle çalışan çok az ustamız kaldı. Biz Sarıyer’de kursiyerlerimize öncelikle geleneksel yöntemi anlatıp çalıştırıyoruz. Bazen onların talepleri doğrultusunda işin yapımını kolaylaştırmak adına keçeyle portre, desen çalıştığımızda iğneleme tekniği kullanıyoruz. Makineleşmenin faydalarından olduğu kadar zararlarından da nasibini aldı keçe. Günümüzde üretiminde makine kullananlar var ama gerçek anlamda keçe sanatına gönül veren ustalarımız tepme keçe yöntemiyle çalışmalarını sürdürüyorlar.
Bu sektördeki gelişmeleri takip eden, destekleyen, vakıf, girişim veya derneğiniz var mı?
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Geleneksel Sanatlar Derneği var.
Keçe yapmayı öğrenmek ve öğretmek isteyenlere tavsiyeleriniz nedir?
Çalışmalarımız sırasında kursiyerlerimiz hem doğal bir malzemeyle uğraşıyorlar hem ekip çalışmasını öğreniyorlar. İşe koyulduğunuzda planladığınız ürünü her zaman tasarladığınız gibi ortaya çıkartamayabilirsiniz. Ama sabırla, bıkmadan devam ettiğinizde ürün size özel, tek bir parçaya dönüşüyor. Başlangıçla bitiş arasında gelişen süreçte keçenin dokusundaki değişimi adım adım fark ediyorsunuz. Elinizdeki iş tamamlanana kadar merakla bekliyorsunuz.
Son olarak söylemek istediğim; kendi kültürümüzden bugünlere erişen keçe sanatına sahip çıkalım. Çocuk, yaşlı demeden herkesin kurslara katılarak mutlaka keçeyle tanışmasını isterim.
Instagram: serpil_al1
Hocamız dünya tatlısıdır. Iyi ki bizim hocamız 🙂
🙂