Tarih: 6 Şubat 2023… Gece yarısı, zamanın durmasını istediğimiz saatlerde insanlığın unutamayacağı ve nesilden nesle aktaracağı bir an yaşandı. Depremi yaşayan bir gerçek bireyde fiziksel yaralanmalar kadar psikolojik yaralanmalar da çok önemli. Psikolog Eren Vural, www.sugibidergi okurları için depreme maruz kalan bireylerin psikolojisiyle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Deprem fiziksel ve psikolojik hasarlar oluşturuyor. Fiziksel etkiler, kalıcı hasarlar haricinde zamanla bir şekilde geçebilirken psikolojik etkiler, yıllar hatta yaşam boyu devam edebiliyor. Böyle bir durumda, depreme yakından ve uzaktan maruz kalmış bireylerin psikolojik ilk yardım görmesi ve sonrasında ruh sağlığı uzmanlarından terapi alması gerekiyor.
Depremin psikolojik etkilerinde ilk aşama şok anıdır, ardından sorgulama ve son olarak kabul etme aşaması gelir. Bununla beraber bireyin çevresinde kayıp vermesi veya sosyoekonomik bozulmaların görülmesi bu aşamalarda kalınan süreyi uzatabilmektedir. Böyle bir durumda 6-8 haftalık süreç oldukça normaldir. Eğer süreç uzun sürüyorsa Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) gelişebilir. Bu süreçte de alanında yetkin ve uzman birinden yardım alınmasında fayda vardır. Depreme doğrudan maruz kalan bireylerin yanı sıra uzaktan maruz kalanlar da etkilenmektedir. Ellerimizdeki telefonlardan ve/veya televizyonlardan gördüğümüz deprem görüntülerine maruz kalıp bunları içselleştirmek çeşitli sorunlar oluşturabilir. Önce yeme-içmeden kesilir, geceleri uykusuz kalır ve bulunduğumuz yerde de deprem endişesi yaşarız. Bu süreç böyle devam ettikçe de 2. Travma Sonrası Stres Bozukluğu dediğimiz rahatsızlığın gelişimine zemin hazırlamış oluruz. İlk aşamalarda gösterilen duygular ve davranışlar oldukça normaldir (Üzülmek, yeme-içmeden kesilmek vs.) ancak süreklilik olmaması önemlidir. Eğer sürecin uzun sürdüğünü düşünüyorsanız, bir uzmana başvurabilirsiniz.
PSİKOLOJİK OLARAK NASIL KORUNABİLİRİZ?
·Sosyal medyada ve TV programlarında depreme dair görüntüleri olabildiğince az görerek
·Çevre ile iletişiminizde olabildiğince deprem hakkında konuşmayarak
·Meditasyon gibi zihinsel egzersizler ve nefes egzersizleri yaparak
·Bol bol yürüyüş yaparak (Ormanda yürüyüş öneririm)
·Kendi kendinize olumlama yaparak (Bu günler de geçecek, her şey yoluna girecek vb)
·Size iyi gelen aktiviteleri arttırarak (Film izlemek, alışveriş yapmak vb.)
·Size iyi gelen arkadaşlarınızla vakit geçirerek
ÇOCUK PSİKOLOJİSİNİ NASIL KORUYABİLİRİZ?
·Çocuklarınız varsa onları depreme karşı gerçekçi ve basit bir şekilde bilgilendirmelisiniz. Örneğin hayat üçgeni, deprem çantası ve deprem sonrası sığınma alanları hakkında bilgi verebilirsiniz. Bunları çocuğunuza uygulamalı olarak anlatabilirsiniz.
·Çocuklarınızın yanında depremin yıkıcı gücü hakkında konuşmamaya özen gösterin. Örneğin“Şu kadar ölüm olmuş’’, “Sorumluları bulunmadı’’, “Enkazın altında bir sürü insan var’’ gibi sözlerden uzak durmaya çalışın.
·Çocuklarınıza depremle ilgili eğitici videolar dışında yıkım videoları izlettirmemeye çalışın.
·Çocuklarınıza her şeyin zamanla rayına oturacağına dair umut verici konuşmalar yapabilirsiniz. Onların güvende hissetmelerine, cesaretli olmalarına ve yardımsever olmalarına dair öğütlerde bulunabilirsiniz.
·Çocuklarınızın kendilerini ifade etmelerini sağlayacak ortamlar oluşturabilirsiniz.
·Çocuklar için öncelik, güvende olduklarını bilmektir. Çocuğunuzun hoşlandığı şeyleri yapabilirsiniz. Örneğin parka gitmek, birlikte yemek yapmak, oyun oynamak, kitap okumak gibi aktiviteler yaparak onları deprem endişesinden uzaklaştırabilirsiniz.
·Böyle bir zamanda ses tonunuza ve davranışlara dikkat edin. Stresli davranışlar göstermeniz halinde çocuklarınız da stresli olacaktır. Sakin olun ve metanetinizi korumaya çalışın.
Zor zamanlardan geçtiğimiz bu dönemde göstereceğimiz el birliği, koşulsuz sevgi ve yardımseverlikle yaralarımızı hep birlikte saracağız. Bunun için zamana ve çalışmaya ihtiyacımız var. Belki yıkılan binaları tekrar geri getiremeyeceğiz, ama zarar görmüş gönülleri birlikte yeniden inşa edeceğiz, hem de eskisinden daha sağlam. Buna inancınız tam olsun.
0 Yorum