Haziran ayında Deniz Egece’nin Alanya'daki “ideal beden” kampına gittim. İyi ki gitmişim! Duyanlar beş günlük süreç bitiminde ideal bedene kavuştuğumuzu zannediyor, ama bu bir yanılgı. Kamp dönüşü ideal bedene değil, ideal bedenle ilgili ideal bilgilere kavuşuyorsunuz. Yani asıl yolculuğunuz kampa giderken değil, kamptan dönerken başlıyor!
Bensu KAYA
Deniz Egece “kendi olan” bir adam. Bütün “kendi olan” insanlar gibi orijinal ve enteresan biri. Hafif de çılgın. 30’lu yaşlarda bir fabrikatörken her şeyi ardında bırakıp iç yolculuğunun peşine düşmüş. Tabii o zamanlar o da bir “şişko”ymuş. “Beni affetmek iyileştirdi” diyor. Bir nörobilim uzmanı olarak uzun yıllar kilo ve zihin konularına odaklanıp bu alanda okunabilecek ne varsa okumuş, gidilebilecek neresi varsa gitmiş, ulaşılabilecek ne varsa ulaşmaya çalışmış, öğrenilebilecek ne varsa öğrenmeye çalışmış ve eğitim sürecini halen devam ettiriyor. Bedenimizin bilincimizle birlikte biricik ve çok değerli olduğunun sürekli altını çizen Egece, derslerinde de önce bedenimizle barış imzalatıyor. Ardından ideal bedenle ilgili altın anahtarlar öğreniyoruz.
Normal şartlarda her bebek dünyaya ideal bedeniyle geliyor. Peki sonra ne oluyor da günün birinde fazla kilolarla baş başa kalabiliyoruz? Yüzlerce bahanemiz var: Genetik, yaşlanma, menopoz, stres, çevre… Herkesin bahane listesi kendine özgü. Peki ya kilo almamızdaki asıl faktör hiçbiri değilse? Sadece kendi inanış ve yanlış bilgilerimiz yüzünden kilo alıyorsak? Küçükken tombiş olmanın sevimli olmakla eşdeğer olduğunu, komşu teyzelerimize karşı koyamayışımızı, teklifin de ısrarın da bol olduğu kocaman misafir tabaklarını unuttuk mu? Arkadaşlarımızla buluşurken bile “Hadi şurda şunu yiyelim, yerken konuşalım, akşam yemeğe çıkalım, sabah kahvaltıya gidelim, beş çayında görüşelim, kahvenin yanına şu tatlı yakışır, şuranın şu yiyeceği meşhur” diyerek beşikten mezara sosyalleşebileceğimiz her ortamı derhal bir yemek fırsatına çevirdiğimizin farkında mıyız?
Bu yazıda Deniz Egece formüllerinin hepsini anlatacak halimiz yok, ama ben anladığım iki noktayı aktarmaya çalışayım. Birincisi, diyet ve ameliyat gibi yöntemler kalıcı olamamaktan öte son derece yorucu ve bol yan etkili. Diyetteki “yasak” ibaresi sinirlerimizi bozuyor ve ne yazık ki sonunda bulduğumuz her yemeğe saldırmamızı sağlıyor. Egece şunu söylüyor: “Bedene dıştan gelen hiçbir müdahale kilo vermekte işe yaramaz. Su, çay vb. içerek kilo veremeyiz. İdeal bedene dıştan içe değil, içten dışa çalışarak ulaşabiliriz.”
EKMEK KİLO YAPMAZ
Deniz Egece, kalbimiz kadar, yani yumruk büyüklüğünde beslenildiğinde ne yediğimizin önemli olmadığını belirtiyor. Ekmek, brokoli, kurabiye, çilek… Hiçbiri yasak değil. Önemli olan miktar. İşin iki sırrından biri: Hareket. Egece, olumsuz anlam içerdiği için “zayıflamak” kelimesini kullanmıyor; “incelmek ve güçlenmek” ifadelerini seçiyor. Bedensel beslenmenin dışında kitap okumak, film izlemek, şarkı söylemek, dostlarla muhabbet etmek gibi zihinsel beslenme yolları da var. Kilo vermek yemekle – yememekle, kalori saymakla ilgili değil, hareketin miktarıyla ilgili. Yediğimiz her şey bedende enerjiye dönüşüyor, hareketle bu enerji atılmazsa yağ stokları oluşuyor, hepsi bu.
Kamp süresince birbirinden güzel eğitmenlerimizle birlikte sabah yürüyüşleri, zumba, havuz egzersizleri yaparak hareketi hayatımızın içine yerleştirmeye çalıştık.
DÜŞÜNCEYE KISA BİR MOLA
Gelelim işin ikinci sırrına… Yediğimizden fazla hareket ederek kilo vermekten daha zoru ya da karmaşık görüneni, ideal bedeni kalıcı hale getirmek, yani tekrar kilo almamak. Burada bedenden zihine doğru ilerliyoruz. Gerçekte aç değilken yemek yemek, hımbıllaşıp kilo biriktirmek, yüzlerce bahane bulmak, buralarda karşımıza çıkıyor. Bizi engelleyen, durduran, yolumuzu şaşırtan tüm yıkıcı duyguları nötralize ederek bedeni tedavi edebilmemiz gerekli. Deniz Egece’ye göre kanserden alerjiye, şeker hastalığından tiroide kadar pek çok hastalık psikosomatik. Tabii ki bu listede şişmanlık da var. Pek çoğu mutsuzluk, değersizlik, üzüntü kaynaklı hastalıklar. Neyle ilgilenirsek onu büyütüyoruz. Meşhur ilgi yasası bu. Büyüyen üzüntüleri eritemeyenler bir şekilde hastalanıyor.
Düşünceler duygu üretiyor. Kampın en önemli kazanımlarından biri “düşünce molası”. Düşünce molasında gözlerimizi kapatıp dinginleşerek beyni theta pozisyonuna getiriyoruz ve bir eğitmenin ideal bedenimizle ilgili telkinlerini dinliyoruz. Söylediklerini kendi sesimizle kaydedip dinlemek daha da etkili oluyor. Ayrıca ideal bedenimizle ilgili imajinasyon da çok önemli. Bu süreçte moral bozan tartılar, kalori hesaplamaları, bol elbiseler, aynalar ve tabii ki diyetler yok. Negatif haberler, kötü duygu üreten kötü düşünceler, yiyeceklere yüklenen olumsuz etiketler, boş yere zaman çalan kişiler de yok. Bedenimizi çok sevmek var. Bol bol niyet, affediş, şükür, yüzleşme, telkin, güven, inanç, hareket ve küçük tabaklar var. Kampta pek çok alıştırma yaptık. Bir gün yağları temsilen ağır çuvallar taşıyıp bıraktığımızda rahat bir nefes aldık. Bir gün de eskimiş bol elbiselerimizden birini makasla kesip attık.
KAMP BİTİNCE NE OLUYOR?
Deniz Egece, kişisel metodunu anlatan kitaplar yazmış, görsel- işitsel telkin cihazları hazırlamış ve Egece TV ismiyle Türkiye’nin ilk ve tek ideal beden temalı televizyon kanalını kurmuş. Büyük ve deneyimli bir ekibi var.
CNN Türk kanalında her Cumartesi ve Pazar saat 08.30'da, Demet Şener ile hazırlayıp sundukları "Her Şeyden Önce" programında uzman görüşlerinin yanı sıra Egece'nin metoduyla ilgili çeşitli bilgilere de yer veriliyor. 0 saatte ekran karşısına geçmeye değen bir program.
Deniz Egece ve kamplarıyla igili bilgi almak isterseniz sosyal medya kanalları çok aktif. Güzel arkadaşlıklarla ve bilgilerle geçen kampın sonunda sizi sabırla bekleyen "kendinizle" karşılaşıyorsunuz! Yani filmin sonu, başında gizli. Eh artık bu kadar ipucu hepimize yeter.
Cok güzel anlatmisin canim Tamda yapdigin gibi
Çok teşekkürler. Hep beraber başaracağız.
Harika anlatmışsınız gerçekten 👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
Çok teşekkürler 🙂
Çok teşekkürler, sevgiler!
Müthiş bir anlatım. ben de çok fayda gördüm
Harikasınız. Birbirimizden güç alıyoruz. Teşekkür ederim.
Kamp sürecini yaşayan biri olarak mükemmel anlatmışsınız Bensu hanım mükemmelsiniz bu yolculukta herkes sizin kampın sonunda “KENDİYLE”buluşacak ✨💫
Eveet, kendimize giden yolda birlik olduk ne güzel. Çok teşekkürler, sevgiler…
Kamp sürecini yaşayan biri olarak mükemmel anlatmışsınız Bensu hanım mükemmelsiniz bu yolculukta herkes sizin gibi kampın sonunda “KENDİ BENLİĞİYLE”buluşacak ✨💫
Evet Tuğçe Hanım. Birbirimizden ilham alarak kendimize ulaşacağız! Teşekkürler, sevgiler!
Emeğine , kalemine sağlık 👏🏻
Çok teşekkürler, sevgiler!
Sevgili Bensu hanimcim,harika yazinla ve sectigin O fotograflarla da O kadar mukemmel ozetlemissin ki gonlune ,duyguna, ve ellerine saglik🙏🙏💚🐞 Biz Deniz Egece Kampina katilanlar ve danisanlarinin icindeki sesi olamussun adeta,.. Harkasiniz! Iyiki tanimisim sizi, sevgi ve saygilarimla. Haziran kampindan Zuleyha simsek
Züleyha Hanımcım çok teşekkürler… Azmine ve heyecanına hayranım, bize ilham verdin. Güzel sözlerin iyi geldi, çok sağol. Ne güzel hepimiz birbirimizi kazandık. Kendimize giden yolda bir olduk, birlik olduk. Sevgiler…
Çok teşekkürler! Sevgiler!
Sevgili Bensu, gitmiş kadar oldu tüm okuyanlar… Gerçek sözlerle şov yapmadan kişisel bir yolculuk anca bu kadar anlatılabilir Üstad… kalemine yüreğine sağlık
Birlikte güçlüyüz, birlikte motiveyiz. Birbirimizden ilham alıyoruz. Çok teşekkürler, sevgiler…
‘Pek çoğu mutsuzluk, değersizlik, üzüntü kaynaklı hastalıklar. Neyle ilgilenirsek onu büyütüyoruz. Meşhur ilgi yasası bu. Büyüyen üzüntüleri eritemeyenler bir şekilde hastalanıyor. ‘
Ruh dünyamızla, beden sağlığımızın bütünleşik olduğunu kavradığımız bir yazı 👏🏻
Ne güzel bir kesit! Çok teşekkürler, sevgiler!
Bir deneyim bu kadar güzel anlatilabilinirdi elinize emeginize sağlik❤
Çok teşekkürler! Sevgiler!
Çok teşekkür ederim Yasemin Hanım, kuvvet verdiniz. Sevgiler!
Teşekkür ederim bilgilerimiz yenilendi inşallah başardık başaracağız biz hepimiz bir şampiyonuz
Evet, çok doğru! Sevgiler…
Harika bir yazı olmus. Emegine kalemine sağlık. Yazılarının devamını bekleriz
Çok teşekkür ederiz. Sitemizi takip etmeye devam edin. İnstagramda sugibi.dergi adresinde haberlerimizle ilgili bilgilendirme yapıyoruz. Sevgiler…
Yazıyı okuyanlar kampa katılmış kadar oldular gerçekten. Çok güzel bi yazı olmuş:)
Çok teşekkürler Sibel Hanım. Sevgiler!
Kilo konusunda farklı bilgiler edinmiş olduk. Çok teşekkürler🥰